ZAMAN YÖNETİMİ – MOTİVASYON ve KARŞILARINDAKİ EN BÜYÜK ENGEL
SINAV KAYGISI
"Başarıya giden yol çok çalışmaktan geçmez."
Eskiden başarının tek bir reçetesi vardı: "çalışmak, çalışmak ve gene çalışmak.". Ancak çağdaş başarı kavramı içinde "çok çalışmak" yerini "etkili çalışma"ya bıraktı.
"Etkili çalışmak" zamanı, belirlenmiş amaçlar ve saptanmış öncelikler doğrultusunda planlı olarak kullanmaktır ve bu program içinde eğlenmeye, dinlenmeye mutlaka yer vardır.
Amaçları üçe ayıracak olursak bunlara kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli amaçlar adını verebiliriz. Örneğin; kişinin uzun vadedeki amacı bilgisayar mühendisi olmak olabilir. Bunun için orta vadedeki amacı üniversiteyi kazanmaktır. Kısa vadedeki amacı ise önündeki zaman diliminde üniversiteye hazırlanmak olacaktır. Bu durum daha da daraltılabilir. Örneğin; uzun vadede üniversiteyi kazanmak için orta vadede aylık çalışma planı uygulayan bir kişinin kısa vadedeki amacı o gün oturup ders çalışmak olabilir.
Hayatı bir yol, kendimizi de bir araba gibi hayal edersek, amaçlarımız yönümüzü belirleyecek olan direksiyonumuzdur. Eğer direksiyonumuz olmazsa doğru yöne gitmemiz imkansızdır.
Büyük şirket patronlarının önlerindeki 5 yıl içinde ne yapacakları bellidir. Buna "kariyer planı" denir. Bir gün bir iş adamına gazeteci "Siyasete atılmayı düşündüğünüz doğru mu?" şeklinde bir soru sorduğunda, iş adamı "Kariyer planımda böyle bir şey yok. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda böyle bir şey gerçekleşmeyecek." cevabını verir. Burada iş adamı amacından hiçbir şekilde sapmamakta, önüne çıkan yeni fırsatlar karşısında kararsız kalmamaktadır; çünkü uzun vadede ne yapacağını bilmektedir. Bazı insanlar bu durumun çok sıkıcı olduğunu, yapacağın her şeyin önceden belli olmasının hayatı monotonlaştıracağını düşünebilirler; ancak burada belli olan iş adamının önündeki mesleki ve kişisel amaçlarıdır. Hayatsa mesleki yaşamdan ibaret değildir.
Kişi zaman zaman ulaşmak istediği amacına giderken cesareti kırılabilir, motivasyonu düşebilir. Bunun önlenmesi için kişinin içsel ve dışsal desteklere ihtiyacı vardır. Örneğin; kişinin amacı bilgisayar mühendisi olmaksa, bir kartona "BEN BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ OLACAĞIM" diye yazarak çalışma masasının karşısına asması yararlı olacaktır.
İstek – Hayal
Gerçekçi olmayan amaçlar uygulanabilir olmaktan uzaktır. Dolayısıyla kişiye zaman kaybettirirler. Örneğin koca bir sene üniversite sınavına girmeyi düşünmeyen ve sınava çalışmamış bir bireyin sınava bir ay varken karar değiştirip Boğaziçi Elektronik Mühendisliği bölümünü kazanmayı hedeflemesi ve bunun için çalışmaya başlaması büyük ihtimal boşuna zaman ve enerji kaybı olacaktır. Eğer bu kişi sene başından amacının Boğaziçi Elektronik Mühendisliği bölümünü kazanmak olduğuna açıkça karar vermiş, buna inanmış ve bunu gerçekleştirmek için eyleme geçmiş olsaydı amacına ulaşma şansı çok daha fazla olacak, isteği bir "dilek" olmaktan öteye geçerek gerçekçi bir "amaç" haline gelecekti.
Zamanı düzenlemek ve Program yapmak
Amacını açık ve net olarak tanımlayan kişinin bunu düşünmesi yetmez; ona ulaşmak için eyleme geçmesi gerekir. Ancak önemli olan bir işi yapmaktan çok, o işi zamanında yapmaktır. Bunun için kişinin zamanını uygun bir şekilde kullanması ve uygulanabilir bir program yapması gerekir.
· Her gece 8 saat uyuyoruz yılda tam 120 gün.
· Günde üç saat TV seyrediyoruz, yılda tam 45 gün.
· Yollarda harcanan 2 saat, yılda tam 30 gün.
· Günde sadece yarım saat boş durmak, yılda tam 15 gün
· Her gün birinin bizi 5 dakika bekletmesi, yılda ortalama 30 saat ediyor.
Yukarıdaki bilgiler basit matematik hesaplarla bulundu.Nasıl? Dehşet verici değil mi? Bu hesaba göre yılın 7 ayı fazla kayda değer olmayan faaliyetlerle geçiyor. Arta kalan zaman diliminde yapılan tek şey ders çalışmak olmadığına göre planlı ders çalışmaya ne kadar ihtiyacınız olduğu ortada...
Gerek çalışmaya başlamakta güçlük çekmenin, gerek zamandan yeterince yararlanamamanın en önemli sebebi; önce ufak tefek önemsiz konuları elemek ve daha sonra çalışmaya başlamak isteğidir.
Başarıya ulaşmak zamanı etkili kullanmakla mümkündür. Bunun için yıl boyunca hangi konulara çalışılması gerektiğinin listesi yapılmalı ve bunlar önem derecesine göre sıralanarak, hangilerinin üzerinde daha çok durulacağı, hangisine çalışmanın gereksiz olduğu planlanmalıdır. Aynı işleme benzer bir işlem günlük plana da yapılabilir. Önce yapılması gereken her türlü etkinlik alt alta yazılmalıdır. Bundan sonraki adım kişisel olarak her faaliyetin önem derecesini belirlemektir..
"Olmazsa olmazlar" grubu: En yüksek önem derecesine sahip olanlar
"Olmalı" grubu: Orta derecede öneme sahip olanlar.
"Olursa iyi olur" grubu: Düşük önem derecesine sahip olanlar..
Günlük program hazırlanırken ilk yapılacak olan programa önce en büyük önem derecesine sahip olan maddeleri, yani "olmazsa olmaz"ları ve devam edecekleri süreyi yanlarına yazarak yerleştirmektir. Daha sonra orta derecede öneme sahip maddeler, yani "olmalı"lar yerleştirilir. Eğer zaman kalırsa düşük önem derecesine sahip maddeler, "Olursa iyi olur"lar yazılabilir. Bazen en yüksek önem derecesine sahip maddelerin sayısı fazla olabilir. Bütün "olmazsa olmaz"ların programa sığmasına imkan olmadığından, yapılması gereken "Olmazsa olmaz"ların arasından seçim yapmaktır.
Günlük bir plan listesi şu şekilde olabilir :
Ders çalışmak "Olmazsa olmaz"
TV seyretmek "Olmazsa olmaz"
Spor yapmak "Olmalı"
Gazete/dergi okumak "Olmalı"
Arkadaşlarla buluşup gezmek "Olsa iyi olur"
Uyumak/dinlenmek "Olsa iyi olur"
8.30-10.00 Sabah istirahatı, kahvaltı ve günlük gazeteler
10.00-10.50 Ders
11.00-11.40 Ders
12.00-15.00 Spor ve yemek
16.00-17.30 TV
18.00-18.40 Ders
18.50-19.30 Ders
20.00 Akşam yemeği ve ertesi güne hazırlık
Günlük program içinde yemekler, önceden görülmeyen durumlar için makul sarkma payları hazırlamak, uygulama şansı yüksek, gerçekçi bir program yapmak açısından yerinde bir tutumdur.
Planlı ders çalışmanın görünür bir ihtiyaç olmasının dışında başka yararları da var;
1. Hangi dersi çalışacağımıza karar verememekten dolayı, zaman kaybetmemizi, kararsızlık içinde bir dersten diğerine geçmemizi engeller.
2. Düzenli ve günü gününe çalışmak, sınav öncesi çalışma süresini azaltır. Sınav paniğini önler, çalışma verimini yükseltir.
3. Her derse yeterince zaman ayırmak ve yeterince çalışmak kişinin kendisine olan güvenini artırır.
4. Öğrenilecek malzemelerin kısa bir zaman dilimine sıkıştırılması yerine uzun zamana yayılarak daha etkili ve kalıcı olmasını sağlar.
5. Planlı ders çalışmak ailemizle aramızda ders çalışma konusunda çıkabilecek çatışmaları önler.
6. Sağlıklı ve bilinçli plan yapmamız, kendimizi derse çok daha kolay vermemizi sağlar.
7. Her işe daha rahat zaman ayırmamızı, huzurlu olmamızı sağlar.
Yaptığımız planın uygulanabilmesi ve verimli olabilmesi için dikkat etmemiz gereken birkaç önemli nokta vardır:
· Çalışma planı hazırlanırken hangi dersin hangi saatte çalışılacağı kararlaştırılmalıdır. Zor dersler için en verimli saatler ayrılmalı; özet çıkarma, not geçirme gibi daha mekanik ve rutin işler günün ilerleyen saatlerine bırakılmalıdır. Her öğrenci kendini gözleyerek gün içinde kendini en canlı ve verimli hissettiği saati bulabilir. Bu saatlerde konsantrasyon yüksektir ve zihin öğrenmeye açıktır. Dolayısıyla bu saatlerde öğrenme daha hızlı olacak, zaman kaybı önlenecek ve zor derslerin öğrenilmesi günün diğer saatlerine göre daha kolay olacaktır.
· Çalışma planında her derse belirli bir süre ayrılmalıdır. Bu süre dersin zorluğuna, uzunluğuna ve öğrencinin çalışma yöntemine göre değişir. Zor öğrenilen dersler için daha uzun süre ayrılırken, kolay dersler için bu süre daha kısa tutulmalıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Bir derse kaç saat ayrılırsa ayrılsın 50 dakika çalışmanın sonunda mutlaka 10 dakika ara verilmeli ve bu sürelerin uzayıp kısalmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü uzun süre çalışmak, uzun süre dinlenmek kadar verimsizdir. Bu oranı 12 yaş altı için 40 dakika ders 10-15 dakika ara şeklinde esnetmek daha uygundur. Ayrıca matematik-geometri gibi dersler çalışılırken problem çözmeden kesinlikle ara verilmemelidir.
· Çalışma sürelerinin, çalışma planında aynı saatlere yerleştirilmesi gerekir. Böylece o saatlerde çalışma alışanlığı kazanılacak ve çalışmaya dikkatin toplanması kolaylaşacaktır. Ayrıca alışkanlık haline geldikten sonra aynı saatte çalışılmazsa gerginlik duyulacak ve gerginlik, çalışılmaya başlandığı zaman ortadan kalkacaktır.
· Hangi dersin hangi gün çalışılacağı saptanırken o dersin olduğu güne yakın bir zaman tercih edilmelidir. Okulda o ders işlenmeden ilgili dersin konuları çalışılırsa anlamanın kolaylaşmasının yanı sıra anlaşılmayan noktalar sorulabilir. Ayrıca her gün hangi ders işlenmişse, o dersleri tekrar etmek için çalışma planında yer ayrılmalıdır. Çünkü öğrenilen derslerin aynı gün tekrar edilmesi unutmayı azaltacaktır.
· Birbirine benzeyen iki ders üst üste çalışılmamalıdır. Örneğin; Matematik dersinden sonra Fen Bilgisi çalışmak yerine Türkçe ya da Sosyal Bilgiler gibi bir ders çalışmak gerekir. Bu sayede öğrenilenlerin birbirine karışması önlenir.